İşitme Kaybı

İşitme bireyin çevresel iletişiminde rol alan en önemli yetilerinden birisidir. İşitme kaybı olduğunda çevreyle olan iletişim sekteye uğrar. Bu durum hayat konforunu bozar. İşitme kayıplarının, uzun sürdüğü veya kalıcı olduğu durumlar hastalarda sosyal, kültürel hatta zihinsel gelişim eksiklikleri ortaya çıkar. Özellikle gelişim çağındaki çocuklarda işitme kaybı önemlidir. Bu çocuklarda öğrenme problemleri ortaya çıkar, iletişim zorluğu nedeniyle antisosyal kişilik bozuklukları oluşur.

İşitme sesin kulak kepçesinden toplanarak, dış kulak yolundan ve kulak zarı ve kemikçikler yoluyla iç kulağa iletildiği fizyolojik bir olaydır. Bu seviyeye kadar olan işitme kayıpları iletim tipi işitme kayıpları olarak adlandırılır. İç kulaktan işitme siniri yoluyla beyindeki işitme merkezlerine iletilmesine kadar olan yollardaki kayıplara sinirsel tip işitme kayıpları denir.

İşitme kayıplarının doğumsal veya sonradan kazanılmış çok sayıda nedeni vardır. Doğumsal nedenler nispeten az görülmesine rağmen yaşam sırasında ortaya çıkan bazı nedenlere bağlı ortaya çıkan işitme kayıpları daha sık görülmektedir. Toplumda görülme sıklığına göre bazı nedenleri sıralayacak olursak;

KULAK ÇINLAMASI

Var olmamasına rağmen kişinin kulaklarından ses duymasına kulak çınlaması (tinnitus) denir. Duyulan sesler çok farklı karakterlerde olabileceği gibi hastalar, tek tek taraflı veya iki taraflı olarak, genellikle uğultu şeklinde bir ses duyduklarını ifade ederler.

Nadiren hasta komşu damarsal yapılardan kaynaklanan sesleri duyar (objektif tinnitus). Bu ses bazen hekim tarafından da tespit edilebilir. Ancak kulak çınlamalarının çoğunluğunda kaynak bulunamaz (subjektif tinnitus).

Dış kulak yolunda basit bir kir kulak çınlaması nedeni olabileceği gibi, işitme sinirine bası yapan bir beyin tümörü de çınlamaya yol açabilir. Çınlamanın başlı başına bir hastalık olmayıp, başka bir patolojinin belirtisi olduğu göz önünde tutularak kulak çınlaması mutlaka incelenmesi gereken bir durumdur.

Kulak çınlaması ile başvuran hastada yapılması gerekenler.

Tedavi sebebe yönelik yapılmalıdır. Kulak çınlaması nedeni olabilecek çok sayıda patoloji tanımlanmış olmasına rağmen, en sık neden yaşa bağlı veya farklı nedenlerle iç kulağın hasar görmesidir. Bu nedenle devam eden hasarın önlenmesi yanında iç kulağı koruyucu ilaç tedavileri kullanılabilir. Çınlama eğer hastanın günlük aktivitelerini bozacak kadar şiddetliyse ek tedavi yöntemleri uygulanabilir. Bunlar arasında tinnitus maskeleyici cihazlar, soft laser uygulamaları ve çınlama adaptasyon tedavisi (Tinnitus Retraining Therapy) sayılabilir. Kulak çınlamasına neden olabilecek organik bir patoloji tespit edilmişse cerrahi tedavi seçenekleri devreye girmektedir.

Baş dönmesi (vertigo)

Halk arasında da yaygın kullanılmaya başlanan vertigo yani baş dönmesi bir hastalık değil, belki bir hastalığa bağlı ortaya çıkan bir bulgudur. Gerçek anlamda vücut dengesinin bozulması olarak ifade edilmesi gereken vertigoyu anlamak için vücudun dengesinin hangi mekanizmalarla sağlandığını bilmek gerekir. Denge insan vücudunda, iç kulak, göz, eklem ve tendonlardan gelen verilerin beyinde organize edilmesiyle sağlanır. Dolayısıyla bu 4 sistemde ortaya çıkan bozukluklar baş dönmesiyle sonuçlanır. Nedene yönelik olarak baş dönmelerini iki grupta inceleyebiliriz:

Baş dönmesi (vertigo) şikâyeti ile hastaneye başvuran hastaların büyük çoğunluğunda iç kulağa bağlı hastalıklar tespit edilmektedir. Detaylı bir öykü ve fizik muayene ile hekim çoğunlukla nedene ulaşabilir. Gerekli görüldüğü durumlarda bazı tetkikler (elektronistagmografi, videoelektronistagmografi, BT ve MRI) istenebilir. Tedavi nedene yönelik yapılmalıdır.