İşitme, ses dalgalarının kulak zarına ulaşarak zarı titreştirmesi, bu titreşimin orta kulakta bulunan çekiç, örs ve üzengi kemiklerinin hareketi ile iç kulak sıvılarına aktarılarak, iç kulakta bulunan sinir uçlarında elektrik enerjisine dönüştürülmesi ve işitme siniriyle beyindeki işitme merkezine ulaşması sonucu gerçekleşir. Otoskleroz üzengi kemikçiğinin iç kulak ile komşu olduğu duvar kısımlarının kireçlenerek, üzengi kemikçiğin hareketlerinin kısıtlanmasına denilir. Hareketsiz kalan kemikçik ses dalgalarını iletemez ve işitme kaybı ortaya çıkar. Otoskleroz hastalığının nedeni hala kesin bir şekilde ifade edilememektedir. Bununla birlikte hastalıkta kalıtsal (ailesel) geçiş özelliği söz konusudur. Örneğin kızamık virüsü varlığı, hamilelik gibi bazı durumlarda otoskleroz hastalığının gidişatında kötüleşmeler görülebilir.
Bunlar gibi bazı durumlarda otoskleroz hastalığının bu şekilde bağlantıları olabilir. Bu durumlarla alakalı hekiminizden mutlaka bilgi alınması önerilir.
Otoskleroz ilerleyici bir hastalıktır. Bu hastalık tedavi edilmeden gidişatına bırakıldığı takdirde işitme kaybı geç orta yaşa kadar artış gösterir.
Otosklerozun başlıca iki belirtisi işitme kaybı ve kulak çınlamasıdır (tinnitus). Hastalarda genelinde tek kulakta veya iki kulakta birden işitme kaybı gözlenir. İşitme kaybı yavaş gelişir ve hasta başlarda sadece düşük perdeli, hafif sesleri (fısıltı gibi) işitemediğini fark eder.
Tedavi, erken ve geç evre olarak ikiye ayrılır. Erken dönemde henüz kireçlenme tam oluşmamıştır. Bu dönemde hastaya sodyum florür içerikli preparatlar verilerek hastalığın hızı yavaşlatılabilir. Asıl tedavi geç evrededir ve cerrahidir. Kulak kanalından kesiksiz olarak yapılan ameliyatta kireçlenmiş kemikçik çıkarılarak yerine piston protez yerleştirilir. Cerrahi tedaviyi istemeyen hastaların işitme cihazlarından da fayda görmeleri mümkündür.